Michael R. Trimble, bu merak uyandırıcı çalışmasında beyin işlevleri, dil, sanat -özellikle de müzik ve şiir- ve din arasındaki ilişkiyi ele alıyor. Çeşitli nöropsikiyatrik rahatsızlıklardan kaynaklanan dil yetisindeki bozuklukları inceleyip metafor, şiir, müzik ve dini deneyimlerden sorumlu olan beyin devrelerini saptıyor. Trimble bu materyallerden elde ettiği kanıtları kullanarak, dini deneyim ve inançların biyolojik olarak açıklanabileceğini, beyin işlevlerine ve bilhassa sağ yarım küreye bağlı olduklarını öne sürüyor. Hastalarının (ki birçoğu epilepsi, psikoz ya da affektik bozukluklara sahip kişilerdir) yazılarından ve düşüncelerinden ilham alan Trimble, kendi mantık ve yargı yetilerine fazlasıyla güvenen insanlığın nasıl oldu da uygarlığın ilk şafağından beri güçlü dini inançlara sarıldığını ve sanat eserlerine karşı böylesine huşu duyguları besleyebildiğini sorguluyor. Tipik nöropsikiyatrik bozuklukları olan insanlar üzerine yapılan çalışmaların, kültürümüzün en üst deneyimlerinin beyindeki kaynaklarını ortaya çıkarmada kilit rolü oynayabileceklerine dair, kendini adamış bir doktorun hassasiyeti ve başarılı bir akademisyenin merakıyla beraber derin bir analiz sunuyor.