Bir hayal kurdum ben. İlk defa bencil değildim. Üç hatta dört kişilik bir hayaldi. Tüm mücadelemi gösterdim, tüm enerjimi bu hayale harcadım ama ağır geldi bana, kaldıramıyorum artık. Mücadele gücüm kalmadı, yalnızlıkla başa çıkamıyorum. Ne olur affedin beni. Yapamıyorum, sevdiklerimi unutmak koyuyor bana. Ben, kimseyi unutmak istemiyorum. Korkuyorum artık. Ben... Neyse, çok üzgünüm, elimden bir şey gelseydi inanın yapardım onu, uğraşırdım ama içinde bulunduğum durumun bir çözümü yok. Kurtulamayacağım bir batağın içerisindeyim. Beni hep iyi hatırlayın olur mu? Bir ağaç dikin, onu yeşertin. Ben, hep iyi bir adam olmaya çalıştım ama kafamın içindeki sesleri susturamıyorum, susturmaya çalıştıkça daha kötü oluyor. Afitap'ım, miniğim seni çok sevdim. Ne olur yoluna bak, mutlu ol ömür boyu. Abim sen de hep mutlu ol. Annemi, babamı arada ziyaret et olur mu? Afitap sana emanet, ikinizi de ayrı ayrı öpüyorum. Allah’a emanet olun, kendinize iyi bakın, sizleri çok seviyorum. Gurur’a ayrılan sürenin sonuna geldik." Gurur’un bıraktığı bu mektup; sırlarla, akıl oyunlarıyla ve sarsıcı hamlelerle kurulan zihin labirentinin yalnızca başlangıcıydı. Zihniniz bu sarmalda yürürken siz,labirentin sonundaki sürprize, çok şaşıracaksınız!