Virginia Woolf (1882-1941) çok çeşitli konularda harikulade düzyazılar yazmışken ben bu seçkiyi “benlik” üzerine odaklandırmayı tercih ettim. Öyleyse hemen cevaplamam gereken soru şu: Neden? Neden kadın haklarını ya da modernlik devrimlerini ya da romanın evrelerini seçmedim? Neden sınırlı, sonlu ve muhtemelen yanıltıcı “benlik”le cebelleşmeye başladım? Neden Woolf’u da peşimden sürükledim? Benlik nedir? Ne demektir? Kimin tanımıdır? Sanatçının kendisi mi, yoksa toplumsal benliği midir? Bireyin kurallarca mecbur edilmiş, maskelerin ardındaki benliği midir? Peki maske nerede biter, kendi nerede başlar? Bir tane mi benlik vardır, yoksa hesaplanamayacak kadar çok miktarda mıdır? Değişken midir, yoksa bölünemez bir bütün müdür?Bu derleme içerisindeki denemeler elbette sadece “benlik” mevzusuyla ilgilenmemektedir. Woolf aynı zamanda kadın haklarını, modernlik devrimlerini, romanın geçmişini, şimdisini ve geleceğini de tartışmaktadır. Sosyal eşitsizliği ve savaşın getirdiği ıstırabı dilbazca bir ustalıkla ifade eder. Sağlam bir edebiyat antikacısıdır, hazine avında geçmişi tarar. Aynı zamanda günün estetik çekişmeleri ve çağının dinamik noksanlığını da içine işlemişçesine kafasına takar. Kendi şeytanlarıyla mücadele eder, kendisiyle dalga geçenlerle dalga geçer ve genellikle de üstün gelir. Seçtiğim denemeler Woolf’un 37 yaşında olduğu 1919 yılı ila 58 yaşında olduğu 1940 yılı arasında yazılmıştır. Bu süre zarfında Woolf değişmiştir, hem de defalarca; fikirleri değişmiştir, koşulları da öyle. O, kalemi her eline aldığında aynı bükülmez ve kusursuz duruşu yineleyen sabit bir teşekkül değildir... (Joanna Kavenna)