“Gazeteye başladığından beri sadece yerini bildiği ama hiç içeri girmediği odaya neden çağırılmış olabilirdi? Belki uzun zamandır beklediği terfi gerçekleşecekti. Dosyayı yanımda götüreyim mi diye bir an tereddüt geçirirken, şefin hemen gel dediğini hatırladı. Demek dosya ile alakalı bir durum olamazdı. O zaman tahmin edemeyeceği bir başka neden vardı. Ceketini ve saçlarını düzeltti masanın üzerindeki cep telefonunu alarak sessize aldı ve genel yayın yönetmeninin bir üst kattaki odasına doğru yürümeye başladı.” Kemal Yılmaz’ın, Yeni İnsan Yayınevi’nden üçüncü romanı gazeteci kahramanımızın üst kata çağrılması ile başlıyor. Peki neresi burası? Hangi ülkedeyiz? Hangi gazetede çalışıyor kahramanımız? Romanın gücü, okurun zihninde kurgunun canlanması ile mümkün oluyor. Kemal Yılmaz her zaman yaptığı gibi, kalemini öyle ustaca kullanıyor ki okurken hepimiz nerede, hangi gazetede ve ne zaman tüm bunların yaşandığını bir çırpıda anlıyoruz. İlk romanı İtalyanca’ya çevrilen ve İtalyan okurlarla da buluşan Kemal Yılmaz, yazarlık kariyerini emin adımlarla tırmanıyor. Okurlarından büyük övgü alan, romanlarında her zaman olaylar zincirinin yanına kendine dert ettiği bir memleket meselesini de ekleyip, onu ince ince işlemekten büyük zevk alan, esas itibarıyla zevk alarak yazdığı için de okura aynı zevki tattırmayı gayet iyi başaran Kemal Yılmaz, yine sizi etkileyecek müthiş bir romanla edebiyat dünyasına yeni romanını sunuyor.