Beklenmeyen(e) Yazılar’da Zeynep Özyılmazel bu yüzyıla damgasını vuran beklenmeyen pandemi döneminde tarihe iz bırakacak öz hesaplaşmalarıyla dolu yazılar kaleme almıştır. Süreçte hayatı dinleyip mesajını anlamaya çalışmış, değişmiş, dönüşmüş ve bunu tüm çıplaklığı ile de bizimle paylaşmıştır. Sayfalarında bazen kendisine, bazen hayata bazen de o beklenmeyen kişiye seslenmiştir. Günü, gündemi, dünyayı ve kendisini, değişen ruh hâlini, kalbini sözcüklerle ifade etmekle kalmamış, bunlara fotoğraflarla da ruh vermiştir. Üstelik bu kadar da değil! Her yazının sonundaki günün şiiri, günün şarkısı seçkilerini de sayfalar arasından duyacaksınız. Sözcüklerin taşıyabildiklerini, kadraja sığanlarla yüreğe sığmayanları bir araya getirip harmanlayan Özyılmazel, sadece kendi ruhunu değil, okuyanın ruhunu da sanatla sarmaya teşvik ediyor. Dönemin hapsinde insanın ruhunun ilacının yine sanat olduğunu altını çize çize gösteriyor. Sayfalarda her ne kadar Zeynep Özyılmazel güncesi olsa da bu kitapta bahsedilen aslında hepimizin hayatı. Siz de kahveniz eşliğinde okuyacağınız satırlarda, “işte bu benim hayatım” diyeceksiniz… Bak sana ne diyeceğim? Gel sen kendinin en iyi arkadaşı, kendi kendinin güvenli limanı ol! Kendini gerçekten gör. Tüm değerlerini, defolarını bil. Kendini çok iyi tanı. Kendine yet. Sınırlarını öğren. Sınırsızlığını fark et. Düşün. Yarat. Yap, boz, bir daha yap. Sen beğenene, sen mutlu olana kadar tekrar tekrar dene. Ne demişti hatırlıyor musun? “Kendinin keyfini sür!”