Kendi hayat hikâyesini kaleme aldığı Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı’da Romain Gary, komşusu Bay Piekielny’ye küçükken verdiği bir sözden bahseder: Gelecekte, bu dünyanın ileri gelenleriyle tanıştığında, “Wilno’da, Büyük Pohulanka Sokağı 16 numarada, Bay Piekielny adında biri yaşardı,” diyecektir. Verdiği bu sözü Romain Gary unutmayacaktır. Annesinin kehanetlerinin izinde ve ötesinde tek bir hayata birden fazla hayatı sığdırmayı başardığında, her fırsatta, “Bay Piekielny adında biri yaşardı,” diye biten bu cümleyi tekrar eder. Romain Gary’yi nasıl tanıtmalı? Yazar, diplomat, savaş uçağı pilotu, yönetmen; sinema dünyasının ikonik yüzü, kısa saçlı güzel Jean Seberg’in eşi; aynı kişiye birden fazla kez verilmeyen prestijli edebiyat ödülü Goncourt’u bir kez kendi adıyla bir kez de Émile Ajar mahlasıyla olmak üzere iki sefer almayı başaran Fransız. Romain Gary’nin ölümünden yıllar sonra, Vilnius’ta kaybolan yazar François-Henri Désérable, tesadüfen Romain Gary’nin çocukken yaşadığı evin önünde bulur kendini. Gary’nin Bay Piekielny’ye verdiği sözü hatırlar ve şu sorular zihnini meşgul etmeye başlar: Bay Piekielny adında biri gerçekten yaşadı mı? Romain Gary, söylediği gibi, Kennedy’ye, de Gaulle’e, Kraliçe Elizabeth’e ve daha pek çok kişiye bu meşhur cümleyi söyledi mi? Asıl olanın peşine düşen yazar, gerçekle hayalin iç içe geçtiği bu romanda hangisinin nerede başlayıp nerede bittiği belli olmayan bir hikâyenin ve sıra dışı yaşamların kapılarını aralar.