İbrahim Kalın, dinamik bir yapı olan “medeniyet” kavramının asırlar boyunca geçirdiği değişimleri ve Batı düşüncesindeki aslî manasından zamanla uzaklaştırılarak sömürgeciliğin öncü kuvveti olarak kullanılmasını, Batı’da 19. yüzyılın sonundan itibaren görülen “insanat bahçeleri” rezaletlerine kadar ayrıntıları ve örnekleri ile beraber anlatıyor; medeniyet, barbarlık ve modernite arasında asırlar boyunca kurulan bağlantıları naklederken barbarlığın “modernleşme” ve “ilerleme” adına aldığı yeni şekillerini inceliyor, sonra “medeniyet” kavramının tekrar inşasının artık bir zaruret hâline geldiği gerçeğini gözler önüne sererek “Batı’nın medeniyet adına söyleyecek sözünün tükendiğini, İslâm dünyasının ise söyleyeceği sözü aradığını” ifade ediyor.Kitabın önemli özelliklerinden biri, devlette üstlendiği ağır görevlere rağmen ilmî çalışmalarına fasıla vermeden devam eden İbrahim Kalın’ın eserinde bu zorluğun üstesinden gelmesi ve önemli fakat oldukça ağır bahisleri herkesin rahatça anlayabileceği bir Türkçe ile ifadeye muvaffak olmasıdır.- Murat BardakçıMedeni olmayı ve günümüz medeniyetini evrensel olduğu kadar milli (Türk, Osmanlı,İslam)-tarihi bir çerçeve içinde, doğu-batı kaynaklarına dayanarak, felsefi bir görüş ile inceleyen bu kitap, modernitenin iyi ve kötü her yönünü irdelemiştir. Varlığın değerini vurgulayan bu değerli çalışmayı herkesin okumasını ısrarla tavsiye ederim.Kemal H. KarpatAdab-ı muaşeretten şehir hayatına, mimariden müziğe, mutfak kültüründen uluslararası siyasete kadar her alanda karşımıza çıkan medeniyet, son iki asırdır gündemden düşmeyen ve bir o kadar da örselenen ve tüketilen bir kavram. Savaş çıkartmak isteyenler de barış yapmak isteyenler de aynı kelimenin arkasına sığınıyor. “Medenîleştirme misyonu” adı altında yapılan barbarlıklar, modernitenin karmaşık tarihini yeniden ele almamızı zorunlu kılıyor. Barbarlığın, modernliğin ve medenîliğin aynı anda tecrübe edildiği bir çağda Batı, medeniyet hakkındaki sözünü tüketiyor; İslam dünyası ise söyleyecek sözünü arıyor. Elinizdeki kitap bu arayışın izlerini sürerken akla ve erdeme dayalı bir medeniyetin ancak belli bir varlık tasavvuru, dünya görüşü, bilgi anlayışı ve estetik duyuş ile mümkün olabileceğini savunuyor. “Medenî olmayı ve günümüz medeniyetini evrensel olduğu kadar millî (Türk, Osmanlı, İslam) ve tarihî bir çerçeve içinde, Doğu-Batı kaynaklarına dayanarak, felsefî bir görüş ile inceleyen bu kitap, modernitenin iyi ve kötü her yönünü irdelemiştir. Varlığın değerini vurgulayan bu değerli çalışmayı herkesin okumasını ısrarla tavsiye ederim.” Kemal H. Karpat Wisconsin Üniversitesi Öğretim Üyesi “İbrahim Kalın medeniyet, barbarlık ve modernite arasında asırlar boyunca kurulan bağlantıları naklederken barbarlığın ‘modernleşme’ ve ‘ilerleme’ adına aldığı yeni şekillerini inceliyor, sonra ‘medeniyet’ kavramının tekrar inşasının artık bir zaruret haline geldiği gerçeğini gözler önüne sererek, ‘Batı’nın medeniyet adına söyleyecek sözünün tükendiğini, İslam dünyasının ise söyleyeceği sözü aradığını’ ifade ediyor Kitabın önemli özelliklerinden biri, devlette üstlendiği ağır görevlere rağmen ilmî çalışmalarına fasıla vermeden devam eden İbrahim Kalın’ın, eserinde bu zorluğun üstesinden gelmesi ve önemli fakat oldukça ağır bahisleri herkesin rahatça anlayabileceği bir Türkçe ile ifadeye muvaffak olmasıdır.” Murat Bardakçı Tarihçi-Yazar “İbrahim Kalın, barbar, modern ve medenî kavramlarını Doğu ve Batı kaynakları eşliğinde geçmişten günümüze getiriyor. Medeniyet iddiasının bir tahakküm, tasallut ve sömürü aracı olarak kabul gördüğü, büyüsü bozulmuş bu çağda herkes için kapsamlı bir muhasebe teklif ediyor. Türk düşüncesine kazandırdığı bu kıymetli eser için kendisini tebrik ediyorum.” İbrahim Tenekeci Şair-Yazar