O göçebe kuşları da merak edersin sen, yılın hangi ayında geldiklerini, gelirken hangi enlemlerden geçtiklerini, yuvalarını nerelerde yaptıklarını... ... Dönüşlerini anlamatmamı istemezdin hiç. Hep kalsınlar, derdin, o gölün kıyısında ya da yuvalarını yaptıkları saçak altlarında. Kışa doğru, geceler uzar, koyulaşırdı karanlık. Sen büyürdün, büyürdü göçebe kuşların giderken aramıza bıraktıkları sessizlik. Kökleri Türk hayatı ve edebiyatında olmasına karşın, aynı zamanda Avrupalıdır da. Hemn kişiseldir hem de eski öykü ve masallara özgü kişisellikten-arınmışlık niteliğini taşır diyor A. S. Byatt, Cevat Çapan’ın şiiri için. Acıları, sıkıntıları karamsar bir sahiplenmeyle büyütmek yerine, yüzünü iyiye, sevince ve umuda dönen, hayatın olumsuzluklarını görmezden gelmeden haz ve çoşkularını bilen ve yücelten bir şiiri vardır Cevat Çapan’ın. Dostluğu, insanı, yaşantının belleğiyle kucaklayan, güleryüzlü, tenhadan seslenen, tenhayı sesleyen bir rüzgâr eser şiirlerinde. Cevat Çapan dünya şiirini Çin’den Peru’ya katetmiş, kendi sesi ve soluğuyla canlı bir şiir denizi yaratmıştır.