Tüm insanların, hayvanların ve bitkilerin doğamızın içinde, sevgi ve barış dolu bir yaşam sürebilmesi dileğiyle insanlık olarak adımlar attığımız bugünlerde herkesin içini ışıtacak bir macera: Ayın Peşinden Git Küçük Kaplumbağa. İnsan yavrusu doğduğu anda ne kadar savunmasız olsa da ona bakım verenlerinin desteğiyle hayata yumuşak bir başlangıç yapar. Bazı hayvan yavruları ise bu karşılaşmayı ve beraberinde getirdiği zorlukları tek başlarına deneyimlemek durumundadırlar. Deniz kaplumbağalarının dünyaya gelişi yaşama tek başına tutunma çabasının en mucizevi örneklerindendir. Onların yolculuğu, tüm zorluklara rağmen mücadeleye devam edebilmek ve bunu yaparken de içgüdülerimizin sesini dinlemek konusunda bizlere değerli bir bakış açısı sunmaktadır. Yavru kaplumbağalar denize doğru ilerleyen, maceralarla dolu ilk yürüyüşlerinde çeşitli zorluklarla karşılaşırlar. Bunlardan en tehlikesi ise kumsalda dolaşan yırtıcı hayvanlardır. Her şeye rağmen ayın parlak ışığı, rüzgarın serin esintisi ve denizin tuzlu kokusu onların güvenli sulara ulaşmasına rehberlik eder. Bu yolculukla karşılaşma fırsatı yakalayan herkesin üzerine düşen bazı sorumluluklar vardır: Onları müdahale etmeden izlemek ve en önemlisi de yürüyüş yolları olan eşsiz güzellikteki kumsallarımızı temiz tutmaktır. Hayvanlar hakkında okumak, düşünmek ve konuşmak en başta çocukların kendi içgüdülerini tanımalarına yardımcı olurken, bazen bağ kurmak bazen de ayrışmak için ortaya çıkan sevecen ve tepkisel davranışlarının kökenlerini de anlayabilmelerine yardım eder. Hayvanların ihtiyaçlarıyla empati kurabilen bir çocuk ise başta kendine, sonra da çevresine karşı daha sevecen ve duyarlı olabilir. Petek Halman Kara’nın editörlüğünü yaptığı, çevirmenliğini Selen İyicil’in üstlendiği deniz kaplumbağalarının ilk yolculuğu hakkındaki bu hikaye, yaşam döngüsünü anlamak için çocuklara çok değerli bir düşünme alanı sunmaktadır