İnsan olmak risklidir, risk bir dizi nevrozdan geçmek zorunda olmaktır. Kendi öz varlığınızda merkezlenmeden önce, sizi merkez dışına çıkaran birçok tecrübeden geçmek zorundasınız. Zen insanları der ki: Meditasyon yapmaya başlamadan önce dağ sadece dağdır, nehir sadece nehir. Meditasyon yapınca dağlar artık dağ, nehirler artık nehir değildir. Ancak ısrarcı olur ve meditasyonun en yüksek zirvesine çıkarsanız, o zaman dağlar tekrar dağ olur ve nehirler tekrar nehir. İnsan ilk kez bir yaratıcı olmanın eşiğinde. Tarih yön değiştiriyor, yeni bir bilincin eşiğindesiniz. Kendinizi yaratın... Hayatınızın resmini çizin, kendinizi bir heykel gibi oyun. Her ne olacaksanız, sizin elinizden çıkacak. Kader değil bu, sorumlu sizsiniz. Osho, kimilerine göre bir provokatör mistik, ünlü yazar Tom Robbins’e göre “İsa’dan sonra dünyaya gelen en tehlikeli adam”, Sunday Times’a göreyse, 20. yüzyılın en önemli 1000 kurucusundan biri. Ölümünün üzerinden bunca yıl geçmesine rağmen, Osho’nun ışıltısı azalmadığı gibi üzerine atılan taşlar da eksilmedi. Ama o hâlâ milyonlarca insanı peşinden sürüklüyor. Osho Aydınlanma’da, Batı psikolojisinin modern çağın her geçen gün nevrotikleşen insanına neden bir çare olmadığını o sarsıcı uslubuyla anlatmakla kalmıyor, bu nevrozdan çıkışın ancak aydınlanma ile olabileceğini anlatıyor. Her satırda kendinize gelmeniz için sizi köklerinizden sarsan ve sonunda huzurlu bir kıyıya ulaştıran bir kitap, Aydınlanma.