ATATÜRK'Ü anlamak, Atatürk'ün Cumhuriyet Değerleri üzerine kurduğu ulus devleti özümsemek, bu değerler üzerinden yaşamı sürdürmek insanlaşmanın ve uygarlaşmanın ilk şartıdır. Bunun için her tür emperyalizmden korunmak tam bağımsız olmanın da ilk şartıdır. İngiliz egemen emperyalizme birlikte olduğu müttefiklerine tarihte ilk yenilgiyi tattıran, onlarla mücadelesinden zaferle çıkan Atatürk'ün çağındaki sömürgeciliğe karşı emsalsiz başarısı günümüzde de gelecekte de örnek alınacak önem ve değerdedir. Atatürk emperyalizm konusunda şöyle diyor: “Efendiler, biz hakkımızı saklı bulundurmak, bağımsızlığımızı emin bulundurabilmek için heyeti umumiyemizce, heyeti milliyemizce, bizi mahvetmek isteyen EMPERYALİZME KARŞI ve bizi yutmak isteyen KAPİTALİZME KARŞI heyeti milliyece mücahedeyi uygun gören bir mesleği takip eden insanlarız." "En büyük düşman, düşmanların düşmanı, ne falan ne de filan milletler. Bilakis bu, adeta her tarafı kaplamış ve saltanat halinde bütün dünyaya hâkim olan kapitalizm afeti ve onun çocuğu olan emperyalizmdir." "Bizi mahvetmek isteyen emperyalizme karşı ve bizi yutmak isteyen kapitalizme karşı savaşıyoruz" ATATÜRK, Kurtuluş Savaşı emperyalizme karşı verilen bir tam bağımsızlık savaşıdır, demişti. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Teşkilatı /UNESCO üyesi olan 156 ülkenin oybirliğiyle aldığı kararla 1981 yılını “Atatürk yılı” ilan etmiş ve Atatürk'ü şöyle tanımlamıştır: “Uluslararası anlayış ve barış yolunda çaba harcamış üstün bir kişi, olağanüstü bir devrimci, sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider, insan haklarına saygılı, dünya barışının öncüsü, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı gözetmeyen eşsiz bir devlet adamı.” Bu kitap, kapitalizmin çocuğu sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşarak onu yenilgiye uğratan ilk lider ATATÜRK'ÜN bu mücadelesini tarihi gerçekliği içinde ele alıyor ki eğer günümüzde bilirse, ülkenin tarihinde aynı konu bir kez daha tekerrür etmesin. Bağımsızlığımızın korunması ancak Emperyalizme karşı mücadele etmekle mümkündür. “Batının Türk milletini mutlaka mahvetmek hususunda mevcut kanaat pek derindir. Bugünkü Avrupa diplomatlarının kafalarında hâsıl olmuş bir görüş değildir. Bundan önce, çok ve çok öncekileri zamanında yerleşmiştir.” “Bu, adeta babadan evlada irsen intikal eden bir zihniyet, bir âdet, bir anane olmuştur. Onun için Batı'nın bu ananeden vazgeçmesi, bu miras alınmış zihniyeti değiştirmesi, bozması, itiraf etmek lazım gelir ki, o kadar kolaylıkla mümkün olmamıştır ve olmayacaktır” ATATÜRK