Ölen karısının ardından vicdanını siyah perdeler ardına saklamış, merhametine kilit vurmuş bir adam. Hala eski karısının yasını tutan, kalbinin kapılarını mühürleyen acımasız bir yaralı… Mahkûm olduğu evliliğe bir sene katlanmak zorunda olan, hırçın bir kadın! Siyahlar içindeki kalbi kazıyarak gün ışığına kavuşturan, tutsak bir kuş… Yalanları ezen, harabelerden çıkan ve nefretten aşka teslim olan, anlaşmalı bir evlilik. Karanlık adamın kalbine güneş gibi doğan, kanatlarını sadece Beyazıt’a uçmak için çırpan Hüma Kuşu… Peki, o kalbin eski sahibi ölmediyse… Yakan bir adam, tutuşan iki kadın! Etrafa savrulan külleri toplamaya korkan kalpler. Harmanlanmış bir doğu klasiği…