Günümüzde dünyanın bütün büyük kentlerinde konut krizi yaşanıyor. Buraya nasıl gelindi ve bu konuda neler yapabiliriz? Konut herkesin ihtiyacı ve hakkıdır. Fakat bugün, yuvamız olan konutlar birer metaya dönüştürülmektedir ve bu durum, kentlerdeki eşitsizliği daha da ağırlaştırmaktadır. Gayrimenkul kârları, toplumsal ihtiyaç olarak konuttan daha önemli hale gelmiştir. Yoksullar daha kötü konutlar için daha fazla ödemek zorunda kalmakta, mahalle toplulukları kentsel yenileme yoluyla seçkinleştirmenin ve yerinden edilmenin şiddetine maruz kalmaktadırlar. İnsana yaraşır konut sahibi olmak ya da böyle bir konutta yaşamak, bugün ancak ekonomik gücü buna yetenlerin erişebileceği bir toplumsal ayrıcalığa dönüşmüştür Konutu Savunmak önde gelen kent planlamacılarından Peter Marcuse ile sosyolog David Madden’in konut krizini mercek altına aldıkları kapsamlı bir çalışmadır. Marcuse ve Madden, konut krizinin nedenlerini ve sonuçlarını inceleyip ilerici alternatiflere olan ihtiyacı ayrıntılarıyla ortaya koyuyorlar. Konut krizinin palyatif politika değişiklikleriyle çözülemeyeceğini ileri sürüyorlar. Konut krizinin derin siyasi ve ekonomik kökenleri vardır. Bu yüzden de çözüm, krize verilecek radikal bir karşılığı gerekli kılmaktadır.