Oidipus’un öyküsünde hep Oidipus’u suçladık; annesiyle evlenmesini sapkınlık olarak kabul edip “ödipkompleksi”ne onun adını verdik. Oysa oğlunun yaşayabileceğini ve kendisini bulabileceğini uman İakoste değil midir? Sapkın ve çocuk istemeyen bir adamla evlenip hamile kalmak ve çocuğunu doğar doğmaz terk etmek sapkın bir ilişkinin kurbanı olmayı istemek anlamına gelmiyor mu? Aralarındaki ilişkinin “ensest” olduğunu aynı anda öğrendikleri halde neden intihara yönelen İakoste oluyor? “Bu kitabın konusu anne olmaktır” diyor EstelaWelldon, “tüm iyi güçleri”nin yanı sıra, bazen de “sapkınlık gücü”yle annelik. “Anneler birer melektir, çocuklarına asla yan gözle bakmazlar” ya da “sapkınlık erkeklere özgüdür, kadınlar olsa olsanevrotik olurlar” gibi ön kabulleri sorgulayan yazar, çocuğunu taciz eden veya hırpalayan annelerin yahut fuhuşa yönelen kadınların da “sapkın” olabileceğini ileri sürüyor ve iddialarına klinik deneyimlerinden kanıtlar getiriyor. Çocukluğu yeterli ana-baba ilgisinden yoksun geçen ya da ana-babasının cinsel saldırısına maruz kalan kadınların, hem kendi bedenine hem de çocuğuna karşı sapkın tutumlar geliştirebileceğini ya da fuhuşa yönelebileceğini gösteriyor.