“Analitik felsefe terimi, yirminci yüzyılın başından itibaren, özellikle Anglosakson coğrafyada, değişik adlar altında olup hepsi de dilin analizine dayanan felsefî araştırmaları belirtmek için yaygın olarak kullanılmıştır. Analitik felsefe söz konusu olduğunda, daha ilk bakışta şaşırtıcı olan şey, amaçların, ilgi alanlarının ve yöntemlerin çeşitliliğidir. Bununla birlikte, akımların, teorilerin ve uygulamaların çeşitliliği içinde bütün bu araştırmalar, ‘analitik felsefe’ toplu adlandırmasını haklı gösteren bir ilham ortaklığına tanıklık etmektedir. Söz konusu olan, her durumda felsefî problemleri dil açısından ele almak ve bu problemlere dil analizi yaparak bir çözüm aramaktır...” Bu kitapta, Frege’nin cümle-fonksiyon teorisi, Russell’ın belirli betimlemeler görüşü, mantıkçı-pozitivizmin anlam teorisi, Wittgenstein’ın birinci ve ikinci dönemlerindeki dil anlayışı, Austin’in söz edimleri analizi gibi analitik felsefedeki başlıca yaklaşımların yanında, bu geleneğin mantık felsefesi alanındaki çeşitli uygulamaları ve Quine, Kripke gibi filozofların analiz ile ontoloji arasında kurdukları ilişkiler eleştirel bir bakış açısıyla sunulmaktadır