Derrida’nın, Althusser üzerine söyleşisinde sarf ettiği “Dekonstrüksiyon zaten Platon’un söyleminde var, ve oldu: Başka bir şekilde, başka kelimelerle, vs....” cümlesini, cümledeki Platon’un yerine Althusser’i koyarak yeniden kurabilir miyiz? Temelden ve kökten bağlı kalmak durumunda olmadığımız bir felsefe geleneğinin, yine de sorunsallaştırılmasına girişmek için, onun kavramları ve mecazlarıyla, onun diline bağlı atıflarla kurulan bir tür yeniden yazımının içinden geçiliyorsa, bu soruyu Althusser bağlamında sormak, bağımlı kalmak zorunda olmadığımız bir Althusserciliğin enkazının kazısına girişmek adına mühim gözükmektedir. Althusser’e Mektup başlığındaki kitap, başlığından bağımsız, herkesin onun muhatabı olabilmesine açık bir yazı olarak mektup vasfını taşır. Bu mektubun muhatabı olanlar onu iktibas edip onu nahledeceklerdir — müdahil oldukça donuk bir mektuba, methal yazdıkça başka kitaplara, girizgâh vasfını artırdıkça açık yazılara dönüşmek üzere. Kitap, istikametine ulaşmamaya kabil mektuba dönüştükçe, bu kabiliyeti sürdürmek mektubun tehir edilmesine ve kitabın da tefrik edilmesine bağlı olacaktır. Kitap kendini tefrik edip mektuba tehir edecek, mektup da başka mektuplara — ve neticede yazı tehir ve tefrik olacak(tır). Çünkü yazı, varsa, tehir ve tefrik olarak var. Yazı, varırsa, tehir ve tefrik olarak varır.