Doğa olaylarının neden olduğu afetlerin yanı sıra, özellikle teknolojinin gelişmesine paralel olarak insanların neden olduğu afetlerin de meydana gelmeye başlaması ile birlikte, günümüzde daha fazla afet olayıyla karşı karşıya kalınmaktadır. Gerek yaşanan can kayıpları gerekse afetin getirdiği maddi kayıplar, afet sonrası dönemde insanlar kadar devletleri de zor durumda bırakmaktadır. Örneğin 1999 Marmara Depremi'nin neden olduğu kayıpların, sonrasında yaşanan ekonomik krizde büyük payı olduğu bilinen bir gerçektir.Afetlerin bu büyük etkisinin siyasal ve ekonomik boyutu yanında sosyal bir boyutu da bulunmaktadır. Bu nedenle devletler sosyal politikalarını belirlerken artık mutlaka afet riskini de göz önünde bulundurmalıdır. Bu bağlamda afetzedelere yapılacak yardımlar söz konusu sosyal politikaların önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Söz konusu yardımlar sosyal politikanın bir aracı olan sosyal güvenliğin alanına girmektedir. Sosyal güvenlik sistemi içerisinde de genellikle, primsiz rejim olarak adlandırılan sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler, afetzedelerin ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılmaktadır. Sosyal yardımlar ve hizmetler, herhangi bir nedenle muhtaç duruma düşen kişilerin ihtiyaçlarının kimsenin vicdanına bırakılmayacak şekilde devlet tarafından karşılanmasıdır.