DÜŞTÜĞÜNE YANARSAN, KALKACAK DERMANIN OLMAZ... “İçeride kapalı kalma...” diyor annem. “Çık gez, dışarının tadını çıkar ama dikkatli ol gözünü seveyim.” İçeri... İçeri neresi? Ya da dışarı. Dışarı neresi? Ya da nerede olduğum zamanlar içeride oluyorum, nerede olduğum zamanlar dışarıda oluyorum? Bu ayrıksı, bu yabanıl, bu kendi “iç”iyle ve kendi “dış”ıyla kavga eden biri, nereyi kendine içerisi veya dışarısı olarak seçer? Kim bilir belki dışarının da dışındayımdır da onun için böyle ayrıksıyımdır. Belki dışarının da dışında olmaktan dolayı bu kadar yalnızımdır... *** Hatice Dökmen’den yine sıra dışı bir roman. Pandemi günlerinde dışarısı ve içerisi dilemmasının yarattığı yepyeni bir berzahta kendi kendisiyle çakışan benliklerin kimi zaman isyan ederek, kimi zaman da boyun eğerek karşıladığı bu alışılmamış yeni hayatın çok boyutlu ama kısacık bir hikâyesi. Okumaya doyamayacaksınız... *** “Kahramanım Yıldız ile birçok kadına ayna tuttum. Bence her kadının içinde biraz Havva, biraz Lilith vardır. Bütün sorun o kişiliğin içimizde hangi boyutta yaşadığıdır...”