“Açık Planlamaya Doğru başlığı, yalnız Dünya’da ve Türkiye’de kent planlaması konusundaki bireğilime işaret etmek için kullanılmıyor, daha önemlisi Türkiye’ye, var olan kapalı kent planlamasıpratiğinin ve kurumsal yapısının değiştirilmesi için yapılan, bir çağrı/öneri olma işlevi görüyor.Ben Türkiye’de ilk kent planlaması bölümü olarak 1961 yılında eğitime başlayan ODTÜ Şehir veBölge Planlama bölümün ilk sınıfındaki üç öğrenciden biriyim. Bu başlangıçtan günümüze kadargeçen 62 yılda sürekli, Türkiye’nin kent pratiği ve bu pratiğin toplumsal sonuçları konusundadüşünce geliştirmeye çalıştım. Uzun bir düşünce yolculuğu yaptım. Açık planlama anlayışı buyolculuk sonunda geldiğim noktayı temsil ediyor. Açık plan düşüncesinin henüz başlangıcındabulunuyorum. Son bir yıldır, bu başlangıç noktasında konuyu değişik bakımlardan işleyen dokuz yazıyazdım, yazmaya devam ediyorum. Bu bana çok heyecan veriyor.Açık plana geçişin sadece bir akademisyenin kendi başına yaptığı bir yayınla gerçekleşmeyeceğinibiliyorum. Yeni etkili bir planlamaya geçebilmek için bu konunun toplumda/meslek camiasındakonuşulup benimsenmesi ve akademi dünyasının ve pratik dünyasının değişik düzeylerindekiaktörlerinin katkılarıyla geliştirilmesi gerekiyor. Ben de böyle bir kolektif katkılarla gerçekleştirilecekbir geçişi daha demokratik ve heyecan verici buluyorum. Bu bakış açısı içinde, bir oluşum sürecininbaşlangıcında oluşan birikimin yayına dönüşmesine olumlu baktım. Böyle bir yayın yapılmasının açıkplan konusundaki tartışmaları daha verimli hale getirmesini bekliyorum.”